3D animasyon ve motion design çalışmalarına 2011 yılında başlayan Yılmaz Şen, görsel sanatın odağına videoları yerleştirerek algımızın sübjektifliğini ve alternatif gerçeklik kavramlarını bize hatırlatıyor. Teknolojiyi, çocukluğundan beri kafasında canlanan görselleri hayata geçirmek için kullanan Şen, dijital dünyada olasılıkların sınırsızlığını anlatıyor.
2011 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan Yılmaz Şen, 2011 yılında 3D animasyon ve motion design çalışmalarına başladı. Lisansını tamamladıktan sonra müzik festivalleri ve gece kulüpleri için sahne ve aydınlatma tasarımları yapan Yılmaz Şen, 2016 yılında Kopenhag’a taşındı. 2017’den beri odağında animasyon ve görsel efektler bulunan Yılmaz Şen, bugüne kadar bu alanda, Balenciaga, MTV ve Nike gibi markalarla çalıştı.
Dijital, bizlere sınırları olmayan bir dünya sunuyor.
Yaratımını teknoloji ile sürdürmeyi tercih eden Yılmaz Şen, dijitalin insana sunduğu olasılıkların sınırsızlığından bahsediyor. Gerçek dünyadaki yer, mekan ve zaman sınırlarından teknoloji ile uzaklaşan Şen, aynı zamanda bu sınırsız olasılıklar dünyasında bir estetik yaratmaya çalışıyor. Olasılıkların bir sanatçı için sınırlamalar da yaratabildiğinden bahseden sanatçı, teknik bilgi ve harcadığı zaman ile bu olasılıklar arasında kendi sınırlarını belirliyor.
Teknoloji ile çalışmak bana yeniyi, bilmediğimi keşfetmenin heyecanını sağlıyor.
Teknoloji ile yaratmanın, her şeyden önce çok eğlenceli olduğunu düşünen Yılmaz Şen, keşfedilmemiş alanlarda işler yapabilmenin, bazen hayal ettiğimizden çok farklı çıktılarla karşılaşabilmenin heyecanın seviyor. Diğer yandan da, teknoloji pratiğe dahil olduğunda, üreticinin kendini sürekli yenilemesi ve güncellemesi gerektiğinden, bununsa bir sanatçı için yer yer zorlayıcı olabileceğinden bahsediyor.
Moda endüstrisi, ilerleyen zamanlarda, bütçelerin de azalmasıyla teknolojiyi sektöre daha fazla entegre edecektir.
Moda sektörünün hali hazırda oldukça inovatif olduğunu düşünen Yılmaz Şen, teknolojinin endüstriye daha fazla dahil oluşunun bütçelerdeki azalmalarla olacağına inanıyor. Yakın zamanda kullanılmaya başlanan “Volumetric Video” tekniğinin, ürün ve insan figürlerinin dijital ortamda üç boyutlu hale getirilmesini kolaylaştırdığından, yaygınlaşacağını öngörüyor.
Teknoloji, insan dürtülerini en verimli şekilde karşılamak üzere gelişiyor.
Yılmaz Şen, teknolojinin insanı merkeze aldığını ve insan dürtülerini en verimli şekilde hayata geçirmeyi odak alarak geliştiğini düşünüyor. Teknoloji ve felsefe arasında bir ilkeler bütünlüğü olduğunu aktaran Şen, teknolojinin ancak insan hayatını tehlikeye attığı noktada sürdürülebilirlik odaklı kullanılacağını anlatıyor.
Digilogue’un düzenlediği Teknoloji ile Yaratılanlar podcast serisinde, Yılmaz Şen’in konuk olduğu bölümü dinlemek için tıklayın.
