Digilogue’un desteği ile düzenlenen Sonar +D Istanbul’a “AI Applications” projesi altında üç demoyla katılan Barbaros Günay, katılımcıların yapay zeka ile zevk alarak iletişim kurmalarını, bunu yaparken de yeteneklerini ve yaratıcılıklarını sanatsal bir ortamda deneyimlemelerini amaçlıyor.
Barbaros Günay’a göre belli kurallarla üretilen müzik parçaları, müzikal kurallar bakımından doğru olsa da insan kulağına çok doğal gelmiyor. Sonar +D Istanbul’un açık çağrısını görünce bu konu hakkındaki gelişmeleri araştıran Barbaros Günay, derin öğrenme teknikleri ile müzik üretiminin çok farklı bir noktaya geldiğini ve bu sayede “doğal” parçaların da üretilebildiğini söylüyor.
Sonar +D Istanbul’a “AI Applications” projesi altında üç demoyla katılan Günay, açık kaynaklı araştırma projesi Magenta’nın yeteneklerinden faydalanmış. Makina öğrenmesinin yaratıcı süreçte bir araç olarak rolünü araştıran Magenta, hem müzik ve sanat üretiminin çok daha doğal bir şekilde yapılmasını sağlıyor, hem de sunduğu mimari yapı sayesinde dışarıdan gelen etkileşimlere izin veriyor. Projenin açık kaynaklı olması ise herkes tarafından rahatlıkla kullanılabilmesine ve aktif katkıda bulunabilmesine olanak sağlıyor. Sonar +D Istanbul’da sergilenen “Meyvelerle Müzik”, “Yapay Zekayla Düet” ve “Yapay Zekayla Birlikte Resim Çizelim” başlıklı üç demonun ikisi, Magenta web sitesinde yer alıyor.
“Yapay Zekayla Düet” demosunda MIDI klavyeyi kullanan kişi, AI Duet demo programı aracılığıyla önceden eğitilmiş bir yapay zeka modeliyle birlikte bir parçayı beraber üretiyor ve çalıyor. “Yapay Zekayla Birlikte Resim Çizelim” demosunda ise kullanıcının bir tablet kullanarak çizdiği eskizler, çizim yaptığı makinadaki eğitilmiş yapay zeka modeli tarafından tamamlanıyor. Son olarak “Meyvelerle Müzik” demosunda kullanıcı, meyveleri tuş gibi kullanarak eğitilmiş bir yapay zeka modelini yönlendiriyor ve onunla birlikte yarattıkları bir parçanın müzikal rengini ve ritmini belirliyor. Meyvelerden oluşan bu arayüz, kullanıcıya yeni bir yaratıcı müzikal enstrüman deneyimi yaşatıyor.
“AI Applications” projesinin en büyük amacı, insanlara yapay zekanın bir rakip olmadığını anlatmak ve yapay zeka desteği ile daha iyi, daha yeni ve daha yaratıcı çıktılar üretilebileceğinin mümkün olduğunu göstermek. Sonar +D Istanbul’da, katılımcıların akıllı bir yabancı yapının arka planda durduğunu fark etmeleri ve müzik/çizim odaklı sanatsal bir ortamda bu akıllı yapıyla çok doğal bir şekilde iletişime geçmeye çalışmaları, Barbaros Günay’ın ilk dikkatini çeken şey olmuş. Ama sergileme esnasında katılımcıların yapay zekayla ilk iletişimi kurmayı başardıktan sonra onu zorlamaya çalışmaları ve belli noktalarda ona meydan okumaları, onu yanıltarak yenmeye çalışmaları ise kaçınılmaz olmuş. Acaba bu durum, gelecekte yapay zeka ve insanoğlu arasındaki çekişmeli iş birliğini mi işaret ediyor olabilir mi?
